Fransız ünlü aktör Gerard Depardieu, Ukrayna hükümeti tarafından “istenmeyen adam” ilan edildi. Bu karar, Depardieu’nün Rusya ile olan yakın ilişkileri ve ülke politikalarına verdiği destek nedeniyle alındı. Ukrayna, 2022 yılında Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik askeri müdahalesinin ardından, Rusya ile yakın ilişki içinde olan birçok yabancı figür ve sanatçıyı “istenmeyen” ilan etmeye başlamıştı. Depardieu’nün, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin’e verdiği destek ve Rusya’nın eylemlerine karşı sergilediği duruş, Ukrayna’da büyük tepkiye yol açtı.
Depardieu, uzun yıllardır Rusya ile olan ilişkilerini açıkça dile getirmiş, 2013 yılında Rusya vatandaşlığına geçerek Fransız vatandaşlığını terk etmişti. Fransız hükümetinin vergi politikalarına karşı bir tepki olarak bu hamleyi yapan ünlü aktör, daha sonra Rusya’nın kültürel ve politik atmosferine destek verdi. Bu durum, özellikle Ukrayna’daki savaşın ardından, onu tartışmalı bir figür haline getirdi. Ukrayna hükümeti, Depardieu’nün Rusya’nın politikasını destekleyen açıklamaları ve duruşunu, Ukrayna halkı için zararlı bir tavır olarak değerlendirerek, ülkeye girişini yasakladı.
Ukrayna’nın aldığı bu karar, sadece Depardieu için değil, benzer şekilde Rusya’yı destekleyen başka ünlü isimler için de örnek teşkil edebilir. Ukrayna Dışişleri Bakanlığı, kararın ardında yatan gerekçeleri açıklayarak, “Ukrayna’nın bağımsızlığına ve egemenliğine karşı tutum sergileyen her türlü kişi, ülkemize giriş yapamayacak” şeklinde bir açıklama yaptı. Bu, Ukrayna’nın, özellikle savaşın devam ettiği şu dönemde, Rusya ile ilişki kuran yabancı figürlere karşı sert bir duruş sergileme kararı aldığını gösteriyor.
Depardieu’nün durumu, sanat dünyasında da tartışma yaratırken, ünlü aktörün hayranları ve sanatçı çevreleri, onun politik duruşu ile sanatını birbirinden ayırarak değerlendirilmesi gerektiğini savundu. Ancak Ukrayna’daki yetkililer, sanatçının politik tavırlarının, halkların barışına ve özgürlüğüne zarar verdiği görüşünü savunuyor.
Gerard Depardieu, Ukrayna’da istenmeyen adam ilan edilmesiyle birlikte, uluslararası alanda daha fazla eleştiri ve tartışmanın odağı oldu. Bu durum, sanatı ve politikayı bir araya getiren, sanatçılar üzerindeki baskıları daha da görünür kılan önemli bir gelişme olarak kaydedildi.