Türk televizyonunun ve sinemasının tanınmış isimlerinden Reha Özcan, kariyerine başlarken kendisine rehberlik eden ilk ustasını ve oyunculuk yolundaki ilk deneyimlerini paylaştı. Özcan, özellikle çocukluk yıllarındaki deneyimlerinden ve oyunculuk kariyerinin başlangıcından bahsederken, gençlik yıllarında tanıştığı usta isimlerin etkisini vurguladı. Ayrıca, Özcan’ın iki çocuğunun da oyunculuk alanında ilerlemesi, ailesinin sanata olan ilgisini bir kez daha gözler önüne serdi.
Reha Özcan, bir röportajında çocukluk ve gençlik yıllarına dair ilginç anılarını anlatarak, oyunculuk kariyerinin ilk adımlarını nasıl attığını paylaştı. Özcan, tiyatroya olan ilgisini genç yaşlarda keşfettiğini ve bu alandaki ilk rehberinin bir tiyatrocu olduğunu belirtti. “Oyunculuk benim için bir tutku, bu tutkunun ateşini ilk kez çok genç yaşta yaktım,” diyen Özcan, ilk ustasının tiyatrocu ve oyuncu Ahmet Mekin olduğunu söyledi. Özcan, Mekin’in kendisini hem sahnede hem de hayatta nasıl bir insan olacağı konusunda yönlendirdiğini ve onun öğretilerinin hayatında önemli bir yere sahip olduğunu ifade etti.
Özcan’ın çocukları da oyunculuk dünyasında adım atmış durumda. Reha Özcan, kızının ve oğlunun da oyuncu olma yolunda ilerlemelerinden duyduğu gururu dile getirdi. “İkisi de oyuncu oldu ve çok mutluyum. Onlar da benim gibi sanatı, duyguları anlatmayı seviyorlar,” dedi. Özcan, çocuklarının kendisinin izlediği yolu seçmelerinden dolayı gururlu olduğunu ve onların yeteneklerini geliştirmeleri için her türlü desteği verdiğini belirtti.
Reha Özcan’ın hayatındaki önemli dönüm noktalarından birinin, oyunculuk dünyasına adım attığı ilk yıllarda aldığı eğitimin etkisi olduğunu ifade etmesi, genç oyunculara da ilham veriyor. Özcan, “Sanat bir yolculuk ve bu yolculukta karşınıza çıkan her insan, sizin bir sonraki adımınızı şekillendiriyor. İlk ustamın öğretileri ve bugüne kadar öğrendiklerim, beni bugün olduğum kişi yaptı,” diyerek, oyunculuk kariyerinin kişisel gelişimindeki rolüne dikkat çekti.
Ailesiyle ilgili yaptığı bu samimi açıklamalar, Özcan’ın sanatın ve oyunculuğun hayatındaki özel yerini daha da netleştirirken, aynı zamanda Türk televizyon ve sinema dünyasında sanatı yüceltmeye devam edeceğini gösteriyor.